Testere dişli dev balık: Helicoprion
“Bu bir yeni medya dersi proje çalışmasıdır”
Via:nationalgeographic.comTestere dişli dev
balık: HELICOPRION
Bilimsel adıyla Helicoprion Bessonovi, 270 milyon yıl önce Permiyen döneminde yaşadı. Köpekbalığına benzeyen bu balık, hayvanlar âlemindeki en sıra dışı ağız ve diş şekillerinden birine sahipti. Helicoprion ilk keşfedildiğinde uzun zaman boyunca bir köpekbalığı olduğuna inanıldı ancak daha sonra, bu büyük yaratığın aslında Ratfish(Fare balığı) ailesinin bir parçası olduğu kanıtlandı.
Helicoprion’un boyutu, ortalama 7,5 metreye kadar uzayabiliyordu. Kilosu ise yaklaşık 400 kiloyu bulabiliyordu. 1899 yılında, Rus jeolog Alexander Petrovich Karpinsky, Ural Dağlarında bulunan bir parça fosile dayanarak bu balığa "spiral testere" anlamına gelen Helicoprion adını verdi. Helicoprion, 1899'da ilk tanımlandığında biraz gizemliydi. Sınırlı sayıda fosil bulunabildiğinden, biyologların bu canlı hakkında çok sınırlı bilgisi vardı.
Via: pre-historic.comAlexander Petrovich Karpinski, Helicoprion’un hassas dokuları ve kıkırdakları fosilleşmediği için ilk önce sadece dişlerini keşfetti. Helicoprion'a ait olan bobin şeklindeki kıvrılmış dişleri, bir köpekbalığının bu tür dişleri nasıl kullanacağını anlamlandıramadığı için Karpinski'nin kafasını karıştırdı.
Diş fosillerini bir balığa uydurmak için ilk önce sırt yüzgeci kısmına yerleştirmeyi denedi, fosil balığın sırtına uymayınca kuyruğuna yerleştirmeyi denedi fakat fosil buraya da uymadı. Daha sonra diş fosillerini balığın burnuna yerleştirmeyi denedi, fosil balığın burun kısmına da uymadı.
Via: oceana.org
Diş yapısının, 180'e
kadar dişten oluşan karmaşık bir sarmal olduğu ve bu nedenle bir şekilde ağza
sığması gerektiği kabul edildi. Paleontologlar sonuç olarak, bu tarih öncesi
hayvana ait dairesel dişlerin, yaratığın alt çenesine bağlı olduğu konusunda
hemfikre kavuştular.
Fosilleri ilk önce Rusya,
Kuzey Amerika, Japonya ve Avustralya'daki orta Permiyen yatak bölgelerinde bulundu. Daha
sonra ise, Çin'in Zhijin şehrinin bir mil güneyindeki
Gufo Dağında bulunmuştur.
Helicoprion'un diş kıvrımlarının tırtıklı olması, açık bir şekilde etçil olduğunu gösteriyor. Genelde, mürekkep balığı diyetiyle beslenerek yaşadığı düşünülüyor. Ancak, hayvanın doğal ortamında avını nasıl yakalayacağını veya besleneceğini anlayacak bir iskeletin tamamı henüz bulunamadı.
Via: twitter.com/discoveryHelicoprion, tüm deniz hayvanlarının %90'ını ve tüm
kara hayvanlarının %70'ini öldüren ‘’Permiyen-Triyas Dönemi Yok Oluş’’ olayında
hayatta kalmayı başardı. Fakat soyları, yaklaşık 225 milyon yıl önce, Erken
Triyas döneminde tükendi.
Helicoprion'un
en ünlü örnekleri doğu Idaho, Kuzey Utah'ta ve Wyoming'in uzak orta batı
kesiminde bulunmakta. Kamuya ait 140 Helicoprion fosilinin yarısı ise Idaho
müzesinde tutulmaktadır.
2000 yılının
Mart ayında, Meksika'nın Puebla Eyaleti, Patlanoaya Formasyonu'ndaki bir
Helicoprion bulgusunu, cinsinin en güneydeki örneği olarak belirledi. Bu bulgu, 12
cm çapında bir adet kırık diş parçasından oluşmakta.
Modern zamanda,
Helicoprion'un en yakın ve tek akrabası Chimera balığıdır.
Helicoprion,
Steve Alten'in 2009 Romanı ‘’Meg:Hell's Aquarium’’, ‘’Shark Week’’ bölümleri
olan, Perfect Shark ve Prehistoric Sharks ve ‘’River Monsters’’ bölümü olan
Prehistoric Terror gibi popüler içeriklerde yer aldı.
Yorumlar
Yorum Gönder